SURLARİÇİ/LEFKOŞA

1surlaric3a7i

M.Ö. Lefkos isimli bir hükümdarın şehri baştan yaratma düşüncesi ile şehri düşmanlardan korumak adına çember şeklinde surla çevirmesi ile Lefkoşa şu anki şeklini almıştır. Surlariçi de bu çemberin içindeki yerleşim yerlerinden oluşuyor. Surlariçi çok eski tarihlerden kalan daracık sokakların kıvrımında gezinirken tarihi binaların arasında canlı atmosferi ile Lefkoşa’nın en güzel yeri olduğunu sizlere her zaman hissettirecektir.

Arabahmet mahallesi ise; surlariçi’nin zamanında en lüks olan ve günümüzde de koruma altına alınan mahallesidir. Özelliklede fotoğrafçılar için oldukça verimli olan mahallenin ara sokaklarını dolaşmak sizleri kalabalık şehir atmosferinden alarak başka dünyalara götürmektedir.

Surlar yerleşim yerinde olduğu için ve tarih boyunca değişik amaçlarda kullanılsa da günümüzde eli işi ürünlerin satıldığı, cafelerin, festivallerin düzenlendiği, bulunduğu gözde mekanlardandır.

BÜYÜKHAN / LEFKOŞA

3bc3bcyc3bckhan

Osmanlı döneminde yapılmış olan Büyük Han, tarih boyunca değişik amaçlarda kullanılsa da günümüzde eli işi ürünlerin satıldığı, cafelerin ve festivallerin düzenlendiği bulunduğu gözde bir han olarak bütün ihtişamı ile gelenlerini ağırlamaktadır.

Büyük Han Surlar içinde bulunuyor. 1572 senesinde Kıbrıs’ın ilk Osmanlı Valisi olan Muzaffer Paşa tarafından inşa ettirilen iki katlı bir motel olarak hizmet veriyor. Birbirine benzeyen 68 dikdörtgen şeklinde odadan meydana gelmiştir. Ortasında küçük bir cami mevcuttur. Bu muazzam yapının Anadolu’da bulunan Osmanlı devrinde çarşı içi iş merkezleri yapısındadır.

Hanın zemin katında bulunan odalar, dükkan, depo ve ofis olarak kullanılmaktadır. Üst kattaki sekizgen bacalı birer şömineleri olan odalar ise yatak odaları mevcuttur.

SELİMİYE CAMİ / LEFKOŞA

13selimiye cami

Kıbrıs Lefkoşa’da bulunan ve muazzam görselliğe sahip olan Selimiye Camii, Kıbrıs’ın en gösterişli ibadethane konumundadır. Lüzinyan döneminde yani, 1209-1326 tarihlerinde gotik formunda inşa edilmiş ve zamanında katedral olarak kullanılan St. Sophia’ya Selimiye Camisi adı verilir ve Osmanlılar tarafından camiye çevrilmiştir. Daha sonra yapıya iki minare, bir minber ile bir mihrap ilavesi yapılmıştır. Lefkoşa Selimiye Camii’nin yapımına ise 1209 tarihinde Ayasofya kilisesi olarak başlatılmıştır.

Önceleri olarak katedral olarak kullanılmaya başlanılan Selimiye Camii Kıbrıs adasını Türklerin almasıyla camiye döndürülerek camii olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Camii yapısında üç koridor ile altı yan bölüm yer alır. Selimiye Camii’nin önemli özelliklerinden bir ise içinde mezarların bulunmasıdır. Görselliği ile herkesi büyülemeye devam eden eser, ziyaretçilerine farklı duyguları yaşatmaktadır.

BARBARLIK MÜZESİ / LEFKOŞA

15barbarlc4b1k mc3bczesi

Kıbrıs’ta bulunan Barbarlık Müzesi başkentte yer almaktadır. Barbarlık Müzesi tek katlı bahçeli ve köşede yer alan küçük bir sevimli bir ev olarak konumlandırılmıştır. Müzede bulunan fotoğraflar Rumların 21 Aralık 1963’teki katliamlarıyla Kıbrıslı vatandaşlarımızın şehit edilişlerini ve bu insanların hayatlarının yakılıp yıkılışını günümüze getirmektedir.

Barbarlık Müzesi iç savaşın başlangıç yıllarında yani 24 aralık 1963’de Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Dr. Nihat İlhan beyin eşi Mürüvvet çocukları; Murat, Kutsi Hakan ile ev sahibeleri Feride Gudum’un katledildiği ev olduğundan dolayı koruma altına alınmıştır.

Kıbrıs’a giden yerli turistlerin katıldıkları turlar arasında ise Mavi Köşk ve Barbarlık müzesi mutlaka yer almaktadır. Ev içerisinde bulunan kurşun izleri saymakla bitmez ve sizleri o ana götürüp soluklarınızı tutarak okursunuz, banyoya ulaştığınızda camlarla çevrelenmiş üç kanlı bornoz o günü yaşatacaktır size…

GİRNE KALESİ / GİRNE

5 girne kalesi

Ticaretin merkezinde bir ada olduğu için tarih boyu korsanlar ve savaşlar eksik olmamış. Bundan dolayı dönem dönem eklemeler ve güçlendirmeler ile bu gün oldukça büyük bir kale halini almış.

Girne Kalesi büyük olduğu kadar içinde sergilediği eserlerle de değerli.

Baştan aşağı hakkını vererek gezmek için bir günü kaleye ayırmak lazım.

KARAOĞLANOĞLU MÜZESİ VE ŞEHİTLİĞİ / GİRNE

7karaoc49flanoc49flu c59fehitlic49fi

Şehitlik 1974 senesinde Kıbrıs Barış harekatı sırasında Şehit düşen Subay, Astsubay, Erbaş ile Erlerin anısına inşası sağlanmıştır. Adını ise 1974 Barış harekatında Şehit düşen Alay Komutanı Albay İbrahim Karaoğlanoğlu’ndan almış. Şehitliğin Projesini Profesör Muammer Onat çizmiştir.

Şehitlikte ise; 5 Astsubay, 8 Subay, 58 Erbaş ile Er bulunuyor. Şehitlik girişinde ise bulanan iki adet Sütun, Anavatan’a açılan kapıyı görürsünüz. Sağ taraftaki heykel grubu Türkiye Cumhuriyetini gösterir, Sol taraftaki heykel grubu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini göstermektedir. İki Heykel arasındaki boşluk Anavatana açılan pencereyi belirtiyor.

Heykelin dört ayak üzerinde durması, barış harekatının dört gün sürdüğünü, Gemi burnu ile Personel figürleri, Harekatın Kara, heykel üzerindeki Kartal, Deniz ve Hava kuvvetlerince müşterek olarak yapıldığını gösteriyor. Heykel üzerindeki diğer değişik motifler bulunan ise Türk askerlerinin harekat anındaki duygusallığını, Azmini, Yardımseverliğini ile Kahramanlığını ifade ediyor.

GİRNE YAT LİMANI

12girneyatlimanc4b1

Tarihi net değil ancak onuncu yüzyıldan beri Girne‘de yerleşim olduğu tahmin ediliyor; fakat şimdiki Girne Limanının büyük bir kısmı Venedikliler tarafınca şekillendirilmiş. 1489’da adanın hakimiyetini ele geçiren Venedikliler ise Osmanlı imparatorluğuna karşılık savunma önlemleri almaya başlamıştı ve Girne limanı adanın en önemli limanı olmakla birlikte ana karaya çok yakın olması sebebiyle Girne kalesi ile savunmasının arttırılmasının planlandığı düşünülmüştür.

Günümüzde ise; restorantlar ile barların süslediği liman deniz ulaşımı için kullanılmamakta, yat ve balıkçıların sığındığı, Girnenin başlıca eğlence merkezlerinden biri haline gelmiştir. Liman Girne’nin başta gelen eğlence merkezleri arasında yer almaktadır. Restoranları, cafeleri, barları ile her bütçeye hitap eden marinada içeceklerinizi yudumlarken keyifli sohbetler gerçekleştirebilirsiniz.

MAVİ KÖŞK / GİRNE

14mavikc3b6c59fk

Kıbrıs ’ta kesinlikle görülmeden gidilmemesi gereken yerlerden bir tanesi ise Mavi köşk’tür. Gözleri büyüleyen mimarisi ile ilginç hikayesiyle sizlere köşkü tanıtmaya çalışalım. Mavi Köşk bir müze olarak TSK’nın himayesinde yerli ve ya yabancı turistlerin ziyaretine açık tutuluyor. Zaman şartlarına göre oldukça lüks şekilde dizayn edilmiş olan köşkün muhteşem sayılabilecek bir havuzu vardır.

Köşkten bütün boğaz ve dağları görmek mümkün olmaktadır. O zamanın şartlarında bütün odaların klimalı olması ve hiç durmadan akan şarap musluğu, gizli dehlizler ile köşkün içerisinde saklı kasalar görenleri hayrete düşürmektedir. Köşkü dağlar zirve noktaları da dahil olmak üzere hiçbir noktadan görülmeyişi sebebiyle burayı ele geçirene kadar birçok askerimiz şehit düşmüştür.

Köşk içerisinde fotoğraf çekmek yasak olması nedeniyle köşk odalarının pek fazla fotoğrafları bulunmuyor.

BELLAPAIS MANASTIRI / GİRNE

2bellapais

Avlunun yanındaki kilise manastırın en iyi şekilde durumda korunmuş kısmındadır. Ön yüzdeki İtalyan freskleri 15. yy’da yapılmışlardır. Kilise yapısı ise günümüzde çeşitli klasik müzik konserleri ile Bellapais Müzik Festivali kapsamındaki etkinlikler için kullanılan eşsiz bir salon bulunuyor. Manastırın yemekhanesi de Gotik sanatın eşsiz örnekleri vardır. Orta avlunun doğusunda rahiplerin iş odaları ile meclis odaları yer alır.

Meclis odasının ortasındaki sütunun ise erken dönem Bizans kilisesine ait olduğu düşünülüyor. Rahiplerin yatakhaneleri ile hazine odası üst katta yer alıyor. Geceleri tamamı ile aydınlatılan bu manastır Girne’nin her yerinden görülebilmekte ve yaz akşamlarında etkileyici bir manzara oluşturuyor. Bellapais köyü ise en az manastır kadar etkileyici görselliğe sahiptir.

ST. HILARION KALESİ / GİRNE

4st hilerion kalesi

Kıbrıs ‘ta bulunan St. Hilarion kalesinin karşıdan görünüşüne hayran kalırsınız. Basamakları birer birer çıkarken tarihin derinliklerine gidersiniz. St. Hilarion Beş Parmak dağı üzerinde kurulan üç kaleden biridir. Bu üç kale arasında en batıda yer alır ve adada yer alan halkı Arapların olası akınına karşı korumak için inşa edilmiş bir eserdir.

Kalenin adı bir keşişten alınmış, Kudüs Araplar tarafından fetih edildikten sonra Kıbrıs’a göç eden bir Keşiş kalenin bugünkü adını almasına sebep olmuş. Kaleden Girne’nin muazzam görünüşünü izleyebilirsiniz, gün batımında unutulmaz dakikalar yaşayabilirsiniz.

St Hilarion Kalesi Kıbrıs tatili sırasında özellikle görmeniz gereken bir yerdir. Tatiliniz esnasında tek bir kale görebilecek kadar dahi vaktiniz varsa St. Hilarion Kalesi’ni seçmelisiniz.

GÜZELYURT DOĞA VE ARKEOLOJİ MÜZESİ GÜZELYURT

11azizmamas kilisesi

Güzelyurt yani Morphou ismi ile bilinen kent merkezinde yer alan manastıra ait kilise orjinalde bir Bizans yapısı olup zaman içinde pek çok değişiklik geçirmiştir ve son halini ise 18. yüzyılda almış.

Giriş ile sütunları Bizans kilisesinden kalıntıların üzerine ise Lüzinyanlar tarafından inşa edilerek kubbesi 18. yüzyılda yapılmış. St. Mamas hakkında birkaç hikaye olmakla beraber en yaygın görüş ise 12. yy’da Güzelyurt çevresinde yaşamış Hıristiyan bir aziz olduğu yönündedir. Mezarı kilisenin kuzey girişinin hemen sol tarafında yer almaktadır.

kon bölümü Lüzinyan ile Venedik dönemine değin uzanıyor. Dört Venedik sütunundan biri üzüm, incir ile kalkan motiflerine bezendirilmiş. Kilisenin kuzey ile doğusunda bulunan manastır yapıları kayıtlara göre 1779 yılında inşası gerçekleştirilmiştir. Günümüzde ofis olarak kullanılıyor.

AZİZ MAMAS KİLİSESİ / GÜZELYURT

11azizmamas kilisesi

Güzelyurt yani Morphou ismi ile bilinen kent merkezinde yer alan manastıra ait kilise orjinalde bir Bizans yapısı olup zaman içinde pek çok değişiklik geçirmiştir ve son halini ise 18. yüzyılda almış.

Giriş ile sütunları Bizans kilisesinden kalıntıların üzerine ise Lüzinyanlar tarafından inşa edilerek kubbesi 18. yüzyılda yapılmış. St. Mamas hakkında birkaç hikaye olmakla beraber en yaygın görüş ise 12. yy’da Güzelyurt çevresinde yaşamış Hıristiyan bir aziz olduğu yönündedir. Mezarı kilisenin kuzey girişinin hemen sol tarafında yer almaktadır.

kon bölümü Lüzinyan ile Venedik dönemine değin uzanıyor. Dört Venedik sütunundan biri üzüm, incir ile kalkan motiflerine bezendirilmiş. Kilisenin kuzey ile doğusunda bulunan manastır yapıları kayıtlara göre 1779 yılında inşası gerçekleştirilmiştir. Günümüzde ofis olarak kullanılıyor.

NAMIK KEMAL MEYDANI / MAĞUSA

8namc4b1k kemal meydanc4b1

Namık Kemal Meydanı‘nın batısında yer alan Venedik Sarayı’nın avlusunda yer alan, dikdörtgen planlı ve iki katlı bir yapıdan oluşuyor. Tek olan hücrenin kapısı Venedik Sarayı’nın avlusuna açılır. Üst kattaki dikdörtgen planlı odanın önünde bir şahin bulunuyor.

Namık Kemal’in ‘Vatan yahut Silistre’ oyununun 5 Nisan 1873 tarihinde İstanbul Gedik Paşa tiyatrosunda oynanmasından sonra ise 9 Nisan 1873 tarihinde Kıbrıs’a sürülmüştür. Önceleri alt kattaki zindana kapatılmış olan şair bir süre sonra da Kıbrıs Mutasarrıfı Veyis Paşa’nın izni ile üst kata çıkarılmıştır. 3 Haziran 1876 senesinde de V. Murat tarafından affedilerek İstanbul’a geri dönmüştür.

Namık Kemal zindanı ile Müzesi’nin restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları 1993 senesinde Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Rölöve ve Restorasyon Şubesi tarafından gerçekleştirilerek ziyarete açılmıştır.

LALA MUSTAFA PAŞA CAMİ / MAĞUSA

9lalamustafapac59fa cami

Lüzinyanlar zamanında 1298 – 1312 yılları arasında inşa edilmiş yapı, tüm Akdeniz dünyasının en güzel Gotik yapılarından biridir. Lüzinyan kralları öncelikle Lefkoşa’da St. Sophia Katedrali’nde Kıbrıs Kralı sonra ise Mağusa’da St. Nicholas Katedrali‘nde Kudüs Kralı olarak taç giyilmektedir. 1571 senesinde cami haline getirilene kadar bu törenler yapılırmış.

Katedralin en güzel ve özelliklede en iyi korunmuş olan batı cephesinin mimarisi Fransa’daki Reims Katedralinden etkileniş eserdir. Gotik tarzda işlemeli olan eşsiz bir penceresi bulunan katedralin 16’ıncı yüzyıl Venedik galerisi avluda yer alan ve günümüzde şadırvan olarak kullanılıyor. Girişteki yuvarlak pencerelerin üzerinde bir Venedik arması görülüyor. Bahçede bulunan ağacın meyvelerine halk arasında Firavun meyvesi denmektedir.

SALAMİS HARABELERİ / MAĞUSA

6salamis harabeleri

Kuzey Kıbrıs’taki en önemli ve en özel ören yerlerinden birisi olan Salamis kenti 1952-1974 seneleri arasındaki kazılarla kısmen açığa çıkarılmış. 1974 senesinde kesilen kazı çalışmaları 1998 yılından beri Ankara Üniversitesi tarafından yeniden başlatılmış.

Ören yerinde görülebilecek yapı kalıntılarının tamamı ise Roma Dönemine ait olduğu belirlenmiştir. Söz konusu yapılar forum, gymnasium, agora ile hamam gibi kamu yapılarından oluşuyor. Salamis Gymnasiumu şehrin kuzey ucunda yer almaktadır. Bu alanda yer alan bir yazıt vasıtası ile burada M.ö. 2. yüzyıla ait Hellenistik bir gymnasiumun var olduğu anlaşılır.

Yalnızca üç tarafı revaklarla çevrili olan Hellenistik yapının depremler sonucunda yıkılmasıyla Augustus devrinde tamir edilerek bir de doğu revak eklenmiştir.

KAPALI MARAŞ / MAĞUSA

10kapalc4b1marac59f

Kıbrıs’ta bulunan Kapalı Maraş mevkisin Askeri bölgede, askerin kontrolündedir ve sivillerin girişine izin vermemektedir. İnternette mevkiinin bazı çevredeki binalardan uzaktan çekilmiş eski ve ya yeni halinin fotoğraflarını kolaylıkla bulunabiliyor. 1974 senesinde Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında kapatılmış ve sivillerin girişi tamamen yasaklanmış bir mevkiidir.

Maraş Bölgesi savaştan önce çok fazla popüler olan bir tatil merkeziydi. Bölge içerisinde lüks oteller bulunuyordu. Hala bu bölgedeki binalar savaşın izlerini taşımakla beraber ayakta durmakta ve hayalet şehir olarak boş bir şekilde duruyor. Mutlaka mağusa’ya uğrarsanız bu ilçeye girmeden uzaktan da olsa bu hayalet şehri gözlemleyebilirsiniz. Umarız zamanla halka açılır ve eski canlılığını ve mükemmelliğine geri döner..

BARNABAS MANASTIRI / MAĞUSA

17stbarnabas manastc4b1rc4b1

Salamis’te doğan Yahudi bir ailenin oğlu, St. Barnabas, Kudüs’te eğitim gördükten sonra Kıbrıs’a dönmüş ve Hıristiyanlığı yaymak için 45 yılında St. Paul ile çalışmaya başlamıştır. Bu faaliyetlerden dolayı vatandaşları tarafından öldürülüp cesedi denize atılmak üzere bir bataklığa saklanmıştır.

St. Barnabas’ın öğrencileri olayları izleyerek cesedi Salamis‘in batısında bir yeraltı mağarasına gömülmüş ve göğsüne de St.Mathews‘un yaptığı incilin kopyasını koymuşlar. Cesedin yeri bilinmediğinden uzun yıllar gizli kalmıştır. Daha sonra burası manastıra çevrilmiştir. Manastır 477′de inşası tamamlanmıştır.

Manastır bir kilise, avlu ile avlunun üç yanında bir zamanlar papazların yaşadığı odalardan meydana gelir. St. Barnabas kilisesinde çoğunluğu 18. yy’dan kalan zengin bir ikon koleksiyonu bulunuyor.

ALTINKUM PLAJI (Golden Beach) / KARPAZ

altin kum

Dört mevsim güneş aldığından dolayı yaz sezonu oldukça uzun olan Kıbrıs’ın birçok noktasında denize girmek mümkün olmaktadır. Birbirinden güzel plajlarıyla farklı seçenekler sunan Kuzey Kıbrıs sahilleri altın sarısı kumu ve oldukça berrak deniziyle misafirlerini beklemektedir.

Şehir kalabalığından uzaklaştıkça Karpaz’a yani buruna varırsınız. İyice ilerledikçe yaban eşeklerinin ve caretta carettaların diyarına gelirsiniz. Hemen orada adanın en güzel plajı önünüze çıkar. Akdeniz’in en büyük ve en bakir ince kum plajı olan altın kum plajı görenleri büyülüyor

Akdeniz’in doğusundan Arap Yarımadası’na doğru uzanan Kıbrıs dört tarafı eşsiz plajlarla çevrili bir adadır. Berrak denizi ile muhteşem kumsallarıyla tarih boyunca güzelliğini kaybetmemiştir. Kuzey Kıbrıs’ın doğal ve ya tarihi güzelliklerinin yanı sıra ada’nın, en muhteşem güzelliği de kumsallarıyla katlanmaktadır.

Bazı kumsallar ise çevre kirliliğinden dolayı bozulmuş olsa dahi, terkedilmiş koyların ve pek çok otelin özel kumsallarının güzelliği bu kirliliği kapatıyor. Sizlerde bu mükemmelliği yaşamayı düşünürseniz hiç pişman olmazsınız.

APOSTOLOS ANDREAS MANASTIRI / KARPAZ

18apostolos anreas manastrc4b1

Karpaz Yarımadasının Apostolos Andreas ve ya Zafer Burnu olarak bilinen en doğu ucunda yer alan bu manastır gerek Rumlar gerekse de Türkler tarafından kutsal bir yer olarak oldukça değer görüyor.

Mucizeler Yaratıcısı Rüzgarların Hakimi ile Yolcuların Koruyucusu vasıflarını taşıyan Apostolos Andreas’a (St. Andrew) adanmış olan manastırda yer alan kilise görkemli mimarisinin dışında göz alıcı avizeleri ve ikonları ile mekanın mistisizmini arttırıyor.

Manastırın ziyaretçileri için mekanda gerçekleştirilen ayinler dışında bir diğer önemli imkan ise adakta bulunmaktadırlar. Yalnızca ortodoks ziyaretçiler değil de Apostolos Andreas’ın gücüne inanan herkes giriş kapısının yanında bulunan adak yerine birer mum dikerek dilekte bulunabilirler. Görülmesi gereken yerler arasındadır.